Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi?

Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi? Livestrong
10 dakika
105,498

İddia

Soğuk su içme, içersen hasta olursun! Terliyken soğuk su içme, hasta olursun! Boğazın ağrırken soğuk su içme, daha beter olur! Soğukta çok kalma hasta olursun!

Gerçek mi?

Karışık
Karışık

Gerçek Taraflar

Soğuk veya sıcak havalar, kimi zaman hastalıklara giden yolu açan, hastalık yapıcı bakteri ve virüslerin işini kolaylaştıran faktörler olabilirler. Bazı çalışmalarda, soğuk ile enfeksiyonlar arasındaki ilişki tespit edilebilmiştir.

Sahte Taraflar

Yapılan araştırmaların büyük çoğunluğu ise, soğuk içecekler veya soğuk ortamlarda kalmanın hastalıklarla doğrudan hiçbir ilişkisi olmadığını göstermektedir. Dahası, soğuğa maruz kalan herkesin hastalanmadığı; hatta kimi durumda soğuğa maruz kalmanın savunma sistemini güçlendirebildiği tekrar tekrar gösterilmiştir.

İddianın Kökeni

Bu iddia, kimi zaman soğukta kaldıktan ya da soğuk bir içecek tükettikten kısa bir süre sonra hasta olmanın, hastalığın nedeninin bu soğukluk kaynakları olması gerektiğine yönelik inançtan doğmaktadır. İki olay arasında zamansal bir sıralama olmasının, önce olan olayın, daha sonradan olan olayın nedeni olmak zorunda olmadığını hatırlamak gerekmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Bilgiler

19. Yüzyıl'da ünlü bilim insanı Louis Pasteur tarafından geliştirilen ve günümüzde gelişmiş bir versiyonu hala tek güçlü kuram olarak kullanılmakta olan Mikrop Teorisi'ne (İng: Germ Theory) göre, hastalıkların sorumlusu mikroskobik organizmalardır. Sıcaklık veya soğukluk gibi fiziksel unsurlar, hastalıkların doğrudan nedeni olamazlar. Dolayısıyla terliyken soğuk su içmeniz, terli bir şekilde dışarı çıkmanız, soğuk bir ortamda kalmanız hasta olmanızın ana sebebi değildir!

Her ne kadar iddia içinde sayılanlar hasta olmamızın ana sebebi değilse de, unutmamak gerekir ki hastalığın ana sebebi olan mikroplar dört bir yanımızı sarmış vaziyettedir. Her an etrafımızda milyarlarca mikroskobik varlıkla yaşarız ve savunma sistemimiz sürekli olarak bunlarla mücadele halindedir. Ancak savunma sisteminiz kimi durumda zayıf düşebilir veya mikroplarla mücadele etmek konusunda yetersiz kalabilir. İşte bu durumda "hastalık" oluşur. Dolayısıyla eğer hasta olduysanız, bunun sebebi çok büyük ihtimalle mikroskobik bir varlıktır (bakteriler, virüsler, mantarlar, priyonlar, protozoalar, bazı çok hücreliler, vs.). Soğuk havalar veya soğuk bir şeyler yiyip içmek değil.

Buna rağmen sıcak veya soğuk ortamlar, savunma sistemimizin ve vücudumuzun çalışma biçimini etkileyerek hastalığa yakalanma olasılığımızı değiştirebilir. Fakat bu etki "Soğuğa maruz kalmak savunma sistemini her zaman zayıflatır." şeklinde tek yönlü değildir. Soğuk, kimi durumda savunma sistemini zayıflatabilirken, kimi zaman savunma sistemini güçlendirebilir. Dahası, bu zayıflatma veya güçlendirme etkisi, dikkate değer olmayan düzeylerde de (istatistiki olarak anlamsız düzeyde) olabilir.

Soğuk ile Hastalık İlişkisine Yönelik Kontrollü Deney

Örneğin 2005 yılında yapılan bir araştırmada araştırmacılar, 90 insan deneğin ayaklarını her gün 20 dakika boyunca donma noktasındaki (0 dereceye yakın) suda tuttular. 90 diğer denek ise bunu yapmadan, 20 dakika boyunca boş bir kaba ayaklarını sokarak bekledi. Bu sırada deneklerin vücut sıcaklığı dağılımları ve kan akışları takip edildi. 5 gün süren deney sonunda, ayaklarını soğuk suya sokan deneklerin %29'u soğuk algınlığı belirtileri gösterirken, ayaklarını boş kutuya sokan grubun %9'unda bu belirtileri gösterdi. Aradaki fark dikkate değer miktarda gibi gözükse de, ayaklarını boş kaba sokanlarda bile bu belirtilerin gözlenmiş olmasını dikkate alan araştırmacılar, bu oran farkının soğuk ortamda kalma ile hastalık arasında bir ilişki olduğunu ileri sürecek kadar yüksek olmadığı sonucuna vardılar.

Tüm Reklamları Kapat

Soğuğa Maruz Kalınca Vücudumuzda Neler Oluyor?

Soğuğun hastalığa giden yolu nasıl açabileceğini anlamak için, soğukta vücut fizyolojimizin nasıl değiştiğine bakmamız gerekir. Soğuğa maruz kalan vücudumuzdaki ilk tepki, vazokonstriksiyon, yani damar daralması tepkisidir. Bunun nedeni, vücut yüzeyindeki kan akışını yavaşlatarak, konveksiyon yoluyla meydana gelen ısı transferini azaltmaktır. Yavaşlayan kanın basıncı artar, akışkanlık direnci artar, daha kalın ve yapışkan hale gelir ve daha kolay pıhtılaşır. Buna bağlı olarak uzuvlarınız, özellikle de elleriniz ve parmaklarınız beyazlaşır; çünkü deriye rengini veren kan azalmış olur. Bu kan, vücudun hayati organlarına, örneğin kalbe yönlendirilir. Amaç, bu hayati organları soğuğa karşı korumaktır. Bu süreçte yüzünüz soğuktan kızarabilir. Bunun nedeni, kanın yüzünüzde miktarca artması değil, yüze dağılmış olan kılcal damarların vazokonstriksiyon sırasında çatlayarak kanın kas dokusuna sızmasına neden olur. Sonuçta kan uç bölgelerden %100 çekilmez, buralardaki dokuların halen oksijene ve besine ihtiyacı vardır.

İşte bu kanın azaldığı bölgelerde, eğer ki bakteriler gibi patojen (hastalık yapıcı) unsurlar varsa (ki bunlar her yer de olduğu için, oralarda da olmaları çok olasıdır), o bölgede yeterince beyaz kan hücresi bulunamayacağı için patojenler daha kolay çoğalabilir ve hastalık oluşumu meydana gelebilir. Yani bu durumda bile bizi hasta eden bu patojenlerdir. Soğuk, olası aracılardan birisidir.

Soğuk ile Hastalık Arasındaki İlişki Zayıf ve Karmaşık

Buna rağmen, bugüne kadar yapılan araştırmalarda soğuk ile hastalıklar arasında anlamlı bir ilişki bulmak pek de kolay olmamıştır.

Öncelikle ilişki olduğu sonucuna varan birkaç araştırmaya bakalım. 2007 yılında yapılan bir tarama makalesinde (İng: review paper), şunlar yazılmaktadır:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Eldeki veriler, vücut yüzeyini veya üst solunum yollarını soğuğa maruz bırakmanın üst ve alt solunum yolları enfeksiyonlarına katkı sağlayabildiğini göstermektedir. Soğuk hava solumak veya vücut yüzeyinin bir kısmını soğutmak, solunum enfeksiyonları ile ilişkilidir. Ne var ki, buna maruz kalan insanların sadece bir kısmı bu enfeksiyonları geliştirmektedir ve bu durum, belki de soğuğun enfeksiyon direncini azalttığını düşünmeye neden olmaktadır. (...) İnsanlar üzerinde yapılan deneylerin en büyük problemi, hastalığa katkı sağlayabilecek diğer faktörlerin tamamını eleyemiyor oluşumuzdur. Ancak hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, deneysel olarak tetiklenen enfeksiyonların soğuğa maruz kalındığında daha da şiddetlendiğini göstermektedir.

2005 yılında yapılan ve aradaki ilişkiyi tespit edebildiğini iddia eden bir araştırmada, insanlarda soğuk algınlığına (nezleye) neden olan rhinovirüsler mutasyona uğratılarak farelere bulaşacak bir şekilde değiştirilmiştir (normalde bu virüslerin farelere bulaşmadığı bilinmektedir). Sonrasında, soğukta bırakılan fareler ile normal sıcaklıktaki farelerin virüse olan tepkisi incelenmiştir. Görünen o ki, soğukta olan farelerin savunma sistemi, normal sıcaklıkta olanlara göre daha yavaş çalışmaktadır. Bu da, soğuğun hasta olmamızın yolunu nasıl açıyor olabileceğibi göstermektedir: Daha düşük sıcaklıklar, memelilerin savunma sistemini yavaşlatmaktadır. Carl Zimmer, New York Times'da bu araştırmayı şöyle özetliyor:

Normal vücut sıcaklığında, hücreler karmaşık bir savunmayla virüse cevap verdiler. Henüz enfekte olmamış hücrelere uyarı sinyalleri göndererek onları uyardılar. Bu hücreler, antiviral proteinler salgılayarak rhinovirüslere karşı savunmalarını güçlendirdiler. Ancak kısmen daha soğuk olan 91.4 Fahrenheit'ta (33 santigrat derecede) işler değişti. Komşu hücreler sadece zayıf bir savunma ileri sürebildiler. Bu sayede rhinovirüsler onlara kolayca bulaşıp üreyebildi. Bu durum, insanların soğuk havalarda nezleye neden daha kolay yakalanabildiğini izah edebilmektedir: Soğuk havalarda, savunma sisteminiz zayıflar.

Ancak belirtmek lazım ki bu araştırmanın sonuçlarıyla çelişen bazı araştırmalar da bulunuyor. Örneğin 18-65 yaş arası 3000 insan üzerinde yapılan bir çalışmada, kendilerini 90 saniye buz gibi soğuk suyla şoka maruz bırakan kişilerde savunma sisteminin tetiklenerek daha da güçlü hale geldiği tespit edildi. Bu, daha kısa bir süre olsa da, soğuğun tek başına hastalık sebebi olamayacağını gösteriyor.

Benzer şekilde, virüslerin soğuğa nasıl tepki verdiğiyle ilgili de çelişen sonuçlar bulunuyor. Bazı araştırmalarda, virüslerin soğuk ve kuru ortamlarda en stabil olduğu, dolayısıyla en kolay çoğalabildikleri gösterildi. Bazı diğer araştırmalarda ise en yüksek viral çoğalma hızının sıcak ve nemli ortamlarda olduğu gösterildi.

Buna ek olarak, 2002 yılında yapılan ve Rhinology jurnalinde yayımlanan bir makale şöyle diyor:

Akut viral solunum yolu enfeksiyonları ile vücudun dış kısmını, özellikle de ıslak kıyafetler veya ıslak saçlar gibi aracılarla soğuğa maruz bırakmak arasında bir ilişki olduğunda dair yaygın bir inanç mevcuttur. Ne var ki, yapılan araştırmaların hiçbirinde bu iki unsur arasında bir ilişki olduğu gösterilememiştir.

Boğaz Ağrısının Sebebi Mikroplardır!

Dünya çapında birçok doktor arasında yapılan bir araştırmaya göre, doktorların %95'inden fazlası boğaz ağrısının (faranjit) mikrop sebepli olduğunda hem fikirdir. Yapılan araştırmada hastaların faranajit durumlarının %40-60 arasının virüslerden kaynaklandığı, %15'i Streptococcus cinsi bakterilerden kaynaklandığı, geri kalan yüzdenin ise diğer mikroorganizmalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Hiçbir araştırma deneğinde, hastanın faranjit olmasına rağmen mikroorganizma bulunmaması durumuna rastlanmamıştır. Yani tek başına sıcaklık unsurunun hastalık yapması mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla hastalık öncesinde, sırasında ya da sonrasında içeceğiniz soğuk suyun, hastalık ile doğrudan hiçbir ilgisi olmayacak, hastalığınızı büyük ihtimalle kötüleştirmeyecektir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün konuyla ilgili açıklaması şu şekildedir:

Soğuğa maruz kalmak ile soğuk algınlığı (nezle) gibi hastalıklara yakalanma ihtimalinizin artması arasında ilişki olduğunu gösteren hiçbir deneysel çalışma bulunmamaktadır.

Suçlu, Kuru Hava Olabilir mi?

Yapılan bir diğer çalışmada bilim insanları soğuk havaların değil, soğuk havalarla ilişkilendirilen; ancak hava sıcaklığına tamamen bağlı olmayan "nemlilik" durumunun, daha doğrusu "nem eksikliği"nin (kuru havaların) canlıları daha fazla hasta edebildiği ortaya çıkarmışlardır. Ancak yine kuru hava, hastalığın ana sebebi değildir; sadece hastalığın yolunu açmaktadır. Kuru havalarda nazal boşlukta (burun boşluğunda) bulunan mukoza tabakası kurur. Böylece burundan nefes alırken tutulup etkisiz hale getirilebilen virüs ve bakteriler etkili bir şekilde durdurulamamaya başlar. Bu da, hasta olma şansımızı katlayarak arttırır. Ancak eğer ki savunma sistemimiz yeterince güçlüyse, bu sorunun üstesinden gelinecektir. Yine de tavsiyemiz, soğuk havalardan değil de, kuru havadan uzak durmanızdır. Şunu belirtmekte de fayda var: Kuru havada burnunuzun akmasının sebebi, mukoza tabakasını ıslak tutma çabasıdır. Eğer kuru havaya çok fazla maruz kalırsanız, bu çaba başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Tek Başına Titreme Hastalık Değildir!

Soğuk havalardaki titreme davranışı, hastalık belirtisi değildir. Beyin, vücut sıcaklığını korumak amacıyla kasları kısa sürelerle ama şiddetli bir şekilde uyarıp gevşetir. Bu sayede, hareket ve ısı üretimi sağlanır. Bu ısı üretimi sayesinde vücudun ısınması hedeflenir. Yine, yukarıda açıkladığımız gibi, soğuktan kaynaklanan bu titremenin hastalıkla doğrudan bir ilgisi yoktur.

Soğuk Su İçerek Zayıflamak Mümkün mü?

Amerikan Spor Tıbbı Üniversitesi, yapılan egzersizler sonrasında soğuk su içilmesini tavsiye etmektedirler. Çünkü yapılan çalışmalar, soğuk suyun oda ya da vücut sıcaklığındaki suya göre daha fazla kalori yakımına sebep olduğunu göstermektedir. Tabii soğuk suyla zayıflayacağınızı sanmayın! Günde, soğuk bir şekilde içeceğiniz 2 litre su, sadece 70 kalori yakmanıza sebep olacaktır. Ancak tabii kalorilerini detaylıca sayan insanlar için uzun vadede bu günde 70 kalori son derece faydalı olabilecektir.

Bu noktada uyarmakta fayda var: Vücudunuz çok sıcakken aniden soğuk su içmeniz baş dönmesine sebep olabilir, çünkü merkezi sinir sisteminiz bu değişikliğe adapte olabilmesi için vücudu uyarır. Bu sebeple tavsiyemiz, egzersizler sonrasında soğuk suyu kafanıza dikmeden önce 2-3 küçük yudum alarak vücudunuzu adapte etmeniz, sonra geri kalanını içmenizdir.

Tüm Reklamları Kapat

13 ülkede, 1985 ile 2012 yılları arasındaki 74 milyon ölüm vakasını inceleyen araştırmacılar, soğuk havanın sıcak havadan daha fazla ölüme sebep olduğunu buldular. Çalışmada 384 şehrin en uygun sıcaklığı tespit edildi, daha sonra bu şehirlerdeki günlük ölümlerin hava koşullarına bağlı olup olmadığı belirlendi. Sonuçta, soğuk havanın sıcak havadan 20 kat daha fazla ölüme sebebiyet verdiği bulundu. Ancak araştırma Orta Doğu ve Afrika ülkelerini kapsamadığı için her yerde aynı sonucun doğru olmayabileceğini belirtmeden geçmeyelim.
13 ülkede, 1985 ile 2012 yılları arasındaki 74 milyon ölüm vakasını inceleyen araştırmacılar, soğuk havanın sıcak havadan daha fazla ölüme sebep olduğunu buldular. Çalışmada 384 şehrin en uygun sıcaklığı tespit edildi, daha sonra bu şehirlerdeki günlük ölümlerin hava koşullarına bağlı olup olmadığı belirlendi. Sonuçta, soğuk havanın sıcak havadan 20 kat daha fazla ölüme sebebiyet verdiği bulundu. Ancak araştırma Orta Doğu ve Afrika ülkelerini kapsamadığı için her yerde aynı sonucun doğru olmayabileceğini belirtmeden geçmeyelim.

Uyarı

Yine de bu konuda kesin yargılara varmamızı mümkün kılacak düzeyde araştırmaların henüz bulunmadığını hatırlatmak isteriz. Dolayısıyla en azından bu iddia konusunda, daha kesin bilimsel verilere ulaşılana kadar kendi alışkanlıklarınızdan vazgeçmemenizi tavsiye ederiz. Kim bilir, belki de "babanne bilgeliğinin" gerçekten de bildiği bir şeyler vardır. Bu gerçekleri yalnızca zaman ve bilim ortaya çıkarabilecek.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
50
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 60
  • Merak Uyandırıcı! 20
  • Bilim Budur! 13
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 10
  • Grrr... *@$# 8
  • Muhteşem! 7
  • Umut Verici! 6
  • İnanılmaz 2
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/04/2024 01:22:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/776

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Matematik
Gazetecilik
Diyabet
Aile
2019-Ncov
Zehir
Deniz
İklim Değişikliği
Kedigiller
Mikrobiyota
Popülasyon
Ekonomi
Malzeme
Evrimsel Tarih
Hayvanlar
Mavi
Hücreler
İspat
Köpekler
İnsan Sağlığı
Adaptasyon
Amerika Birleşik Devletleri
Yer
Kitap
Oksijen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi?. (17 Ocak 2012). Alındığı Tarih: 24 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/776
Bakırcı, Ç. M. (2012, January 17). Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi?. Evrim Ağacı. Retrieved April 24, 2024. from https://evrimagaci.org/s/776
Ç. M. Bakırcı. “Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 17 Jan. 2012, https://evrimagaci.org/s/776.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Soğuk İçecekler veya Soğukta Kalmak Bizi Hasta Eder mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, January 17, 2012. https://evrimagaci.org/s/776.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close