Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!

Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!
6 dakika
6,102
Tarihi Geçmiş Haber

Bu haber 6 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Kronik stres ve yüksek kortizol seviyeleri kalıcı beyin değişiklikleri oluşturuyor.

Sinirbilimciler, kronik stres ve kortizolün beyne nasıl zarar verdiğini keşfetti. Yeni bir çalışma, kronik stresi azaltarak sağlıklı beyin yapısı ve bağlanabilirliğini sürdürmenin önemini tekrar doğruluyor.

Tüm Reklamları Kapat

Berkeley’deki California Üniversitesi sinirbilimcileri, kronik stresin beyin yapısı ve fonksiyonunda uzun ömürlü değişiklikleri tetiklediğini buldu. Bilim insanlarının bulguları, yaşamlarının erken dönemlerinde kronik strese maruz kalan gençlerin neden yaşamlarının ileriki dönemlerinde kaygı ve duygu bozuklukları ve bunun yanında öğrenme güçlükleri gibi zihinsel problemlere eğilimli olduğunu açıklayabilir.

Travma sonrası stres bozukluğu gibi stres ilişkili hastalıkların, beyaz madde karşısında gri madde hacmindeki farklılıklara ve bununla birlikte amigdalanın büyüklüğü ile bağlanabilirliği dahil beyin yapısında değişikliklere neden olduğu uzun zaman öncesinden saptanmıştı. Ama araştırmacılar, kronik stresin uzun dönemde beyin fonksiyonlarını nasıl etkilediğini, beyin yapısında nasıl değişikler yarattığını tam olarak henüz anlamaya başladı.

Tüm Reklamları Kapat

Birtakım devrimsel deneyde; UC Berkeley’de Bütünleyici Biyoloji doçent doktoru olan Daniela Kaufer ve arkadaşları, kronik stresin ve yükselmiş kortizol seviyelerinin, myelin üreten hücrelerin aşırı üretimine ve normale kıyasla nöronların azalmasına yol açabileceğini keşfetti. Kaufer ve arkadaşları, bulgularını 11 Şubat 2014’te Molecular Psychiatry dergisinde yayımladı.

Kronik Stres, Nöron Ağlarını Değiştiriyor!

Beynin “gri maddesi” sıkıca paketlenmiş nöron gövdeleridir ve beynin düşünme, hesaplama, karar verme gibi yüksek işlevlerinden sorumludur. Fakat gri madde kafamızın içindeki beyin maddesinin sadece yarısıdır, geri kalan kitleye “beyaz madde” denmektedir.

Beyaz madde, nöronları birbirine bağlayan ipliksi bir ağ oluşturan ve beyin bölgeleri arasındaki iletişim ağını meydana getiren aksonları içermektedir. Beyaz madde, ismini beyaz renkte ve yağlı olan myelin kılıftan almaktadır. Bu kılıf aksonları sarar ve hem nöronlar arası hem beyin bölgeleri arası elektriksel sinyal akışını hızlandırır. Kaufer şöyle diyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Beynin sadece hipokampüs adlı bir parçasını çalıştık, fakat bulgularımız beyaz maddenin şizofreni, otizm, depresyon, intihar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarda nasıl değiştiğinin iç yüzünü anlamamızı sağlayabilir.

Hipokampüs hafıza ve duyguları düzenleyen, pek çok çeşitli duygusal bozuklukta rol oynayan merkezdir ve akut stresin uzayan sürecinde küçüldüğü bilinmektedir.

Araştırmacılar, uzamış stres ile ilişkilendirilmiş hiper bağlantılı devrelerin kalbinde olabilecek sertleşmiş lifler buldu. Bu da beynin bazı alanlarında bir myelin fazlalığı, yani çok daha fazla beyaz madde sonucunu doğurmaktadır. İdeal olarak beyin, içindeki verimliliği ve akıcı iletişimi korumak için aşırı miktardaki myelin lif yağını, nöronlarını budayarak azaltmaktan hoşlanmaktadır.

Kortizol Kök Hücrelerde İşlev Bozukluğu Başlatabilir!

Hipokampüs ile amigdala arasındaki bağlantı yolları, sabit bir savaş veya kaç durumunda olmaya yatkınlaştırılmış bir beyin yaratarak, bir şekilde kısır döngü yaratabilir. Stres hormonu kortizolün bağlantılarda böyle bir domino etkisi meydana getirdiğine inanılıyor.

Kronik stresin, kendilerini prefrontal kortekse (plan yapma, düşünme ve davranışların istemli kontrolü ile ilgili beyin bölgesi) giden bağlantıları baskılayan bir çeşit hücreye dönüştüren kök hücrelerde, bu dönüşümü başlatan şalteri açacak gücü var. Bu durum öğrenme ve hafızayı güçlendirir; fakat kaygı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu ile bağlantılı bir nöron ağı iskelesi döşemektedir.

Kaufer’in laboratuvarı, akut ya da kronik stres altındaki yetişkin sıçanların beyinlerinin hipokampüsündeki nöronal kök hücrelere odaklandı. Bu kök hücrelerin önceden, nöronlara veya astrosit denen bir çeşit glial hücreye (nöronlara destek olan hücre çeşidi) olgunlaştığı düşünülüyordu.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak araştırmacılar, kronik stresin hipokampüsteki kök hücreleri, nöronları saran myelin kılıfı üreten bir başka çeşit glial hücre olan oligodendrosite eriştiğini buldu.

Bu bulgu; oligodendrositler için beyindeki uzun dönemli ve belki de kalıcı değişikliklerde anahtar bir rol ortaya koyuyor, bu da ilerideki ruhsal sorunlar için zemin hazırlayabilir. Araştırmacılara göre kronik stres hem nöronları oluşturan hem de stresin öğrenme ve hafızayı nasıl etkilediğine dair açıklama sağlayabilen kök hücrelerin sayısını azaltıyor. Kaufer’e göre:

Beyin, yetişkin dönemde genellikle nöronal kök hücrelerinden çok fazla oligodendrosit yapmıyor.

Aslında son çalışmalar, bu kök hücrelerin az çok bir asma gibi yayılan ve aksonların etrafını saran, onları hem yalıtan hem destekleyen oligodendrositleri üretme yetenekleri olmadığını ortaya koydu. Yüksek seviyede kortizolü ve kronik stresi olan sıçanlar, ortalamadan daha az nörona sahip; fakat bu sıçanların oligodendrositlerinde büyük bir artış var. Araştırmacılar, kortizol reseptörlerinin muadillerini kapatarak, stres hormonuna bağlı bir çeşit süreç keşfetti. Kaufer, bu konuda şöyle söylüyor:

Bu, kesinlikle bulmayı beklediğimiz bir şey değildi. Ama beklemedikleriniz her zaman en iyi keşifler oluyor.

Kaufer’e göre; bu kılıf (myelin) insan beyni için hayati olmasına rağmen, myelin oluşumu zamanına ve yerine bağlı olarak iyi ya da kötü olabilir. Bu aşırı myelin kılıf kaplaması, amigdala ve hipokampüs arasındaki bağlantıyı desteklemek için evrimleşmiş olabilir; bu da uzayan saldırı ve tehdit dönemlerinde savaş veya kaç yanıtlarını geliştirmektedir. Maalesef, kronik stres modern dünyada savaş veya kaç sistemini çalabilir ve psikolojik bir tehlikede olmadığınız günlük yaşamda olumsuz sonuç verebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç: Şekillendirilebilirlik, Beyninizi Yaşam Boyu “Yontmayı” Mümkün Kılıyor!

Düzenli fiziksel aktivite ve dikkatlilik meditasyonları stresi ve kortizol seviyesini azaltmanın iki etkili yoludur. Bu çalışma kortizolü düşürmenin yararları üzerine odaklanmasa da, diğer araştırmalar yaşam şekli seçimlerinin stresi düşürdüğünü ve daha az kortizolün beyin yapısı ve bağlanabilirliğini güçlendirebileceğini ortaya koydu.

İlaç kullanmadan kortizol seviyesini düşürmenin 5 basit yolunu öğrenmek istiyorsanız, Psychology Today’de bulunan, “Cortisol: Why “The Stress Hormone” Is Public Enemy No. 1. isimli makaleyi inceleyebilirsiniz. 

Daniela Kaufer, şu sıralar stresin bebeklikte beynin beyaz maddesini nasıl etkileyeceğini ve yaşamın erken dönemlerindeki kronik stresin, daha sonraki dönemlerdeki güçlükleri yenme becerisini azaltıp azaltmayacağını saptayacak deneyleri yürütüyor. Aynı zamanda terapilerin etkisini, egzersizden stres ve stres hormonlarının darbesini azaltan antidepresan ilaçlara uzanan (faktörleri) gözden geçiriyor.

Kaufer, bir sınava çok çalışmak veya olimpik oyunlarda yarışmak için idman yapmak gibi ılımlı ya da “iyi stresin” daha güçlü bir döngü inşa edebileceği ve beyni daha dayanıklı, dirençli kılacağı sonucunu çıkarıyor. Fakat ani ve uzamış stres (beyni) alt üst ediyor. Kaufer şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
The Common Reader First Series (Virginia Woolf)

Virginia Woolf is well known as one of the most prominent fiction writers of the twentieth century, what may be less well known is her astounding collection of letters and essays. Here is the collection first published in 1925, aimed at ‘the Common reader’, Woolf produced an eccentric and personal literary and social history of European thought in her own unique style, this collection helped cement Woolf as one of the most popular writers of her time.

The Common Reader, The Pastons and Chaucer, On Not Knowing Greek, The Elizabethan Lumber Room, Notes On an Elizabethan Play, Montaigne, The Duchess of Newcastle, Rambling Round Evelyn, Defoe, Addison, The Lives of the Obscure, Jane Austen, Modern Fiction, “Jane Eyre” and “Wuthering Heights”, George Eliot, The Russian Point of View, Outlines, The Patron and the Crocus, The Modern Essay, Joseph Conrad, How It Strikes a Contemporary

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺135.00
The Common Reader First Series (Virginia Woolf)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Sizler, yaşamın erken döneminde sahip olduğunuz beyaz madde biçimine dayanarak, ya güçlüklerin üstesinden gelen ya da ruh hastalıklarına karşı çok savunmasız bir beyin yaratıyorsunuz.

Burada bahsedilen şey, beyninizin yapısının şekillendirilebilirlik özelliği sayesinde sık sık değişikliklere uğradığı. Zihniyet, davranış ve kronik stres ise asla düzeltilmiyor. Nöronların şekillendirilebilme gücü, beyin yapısı ve fonksiyonunun yaşam boyu değişimini mümkün kılmaktadır. Siz de bilinçli olarak, beyninizin yapısını ve bağlanabilirliğini güçlendirecek günlük zihniyet ve davranış seçimleri yapabiliyorsunuz.

2012’de Dartmoud College’den Alex Schlegel, yetişkin beynin daha iyisi için değişebileceğini gösteren bir çalışma yayımladı. Schlegel şöyle diyor:

Bu çalışma, beynin yaşamınız boyunca bu şekil verilebilir, değişme yeteneğinde bir organ olarak kaldığı şeklindeki yeni anlayışa katkıda bulunuyor. Bu, tüm yapısal gelişmelerin bebeklikte ve erken çocukluk döneminde olduğunu belirten geleneksel görüşlerin tamamı karşısında kabul görmektedir. Biz aslında beyin değişikliğini izleyecek araçlara sahip olduğumuzdan, birçok durumda beynin, tıpkı bir çocuk ya da ergen olduğunuz zamanki gibi bir yetişkin kadar uysal olabileceğini keşfediyoruz.

Not: Bu yazıyı çeviren Burak Alparslan'a teşekkür ederiz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 9
  • Muhteşem! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 4
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 3
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Grrr... *@$# 3
  • Korkutucu! 3
  • Güldürdü 2
  • Umut Verici! 2
  • Üzücü! 2
  • İğrenç! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/04/2024 09:08:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5150

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Coğrafya
Ses
Parazit
Isı
Doğum
Zihin
Doğa Yasası
Astrofizik
Kişilik
Kuvvet
Yatay Gen Transferi
Böcek
Onkoloji
Hidrotermal Baca
Evrimsel Psikoloji
Köpekbalığı
Teleskop
Geometri
Kedigiller
Kuyruk
İspat
Uçma
Albert Einstein
Entomoloji
Öğrenme Alanı
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
C. Bergland, et al. Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!. (15 Haziran 2017). Alındığı Tarih: 16 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/5150
Bergland, C., Ağacı, E., Öztürk, O. (2017, June 15). Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!. Evrim Ağacı. Retrieved April 16, 2024. from https://evrimagaci.org/s/5150
C. Bergland, et al. “Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!.” Edited by Osman Öztürk. Translated by Evrim Ağacı, Evrim Ağacı, 15 Jun. 2017, https://evrimagaci.org/s/5150.
Bergland, Christopher. Ağacı, Evrim. Öztürk, Osman. “Kronik Stres, Beyin Yapısına ve Nöron Bağlanabilirliğine Zarar Verebiliyor!.” Edited by Osman Öztürk. Translated by Evrim Ağacı. Evrim Ağacı, June 15, 2017. https://evrimagaci.org/s/5150.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close