Sindirim, gıdaların mekanik ve enzimatik olarak parçalanarak, kan dolaşımınca emilebilecek maddelere dönüştürülmesi sürecidir. Gıda, emilmeden önce sindirilmesi gereken üç makro besin içerir: yağlar, karbonhidratlar ve proteinler. Sindirim süreci boyunca, bu makro besinler bağırsak epitelini geçebilecek ve vücutta kullanılmak üzere kan dolaşımına girebilecek moleküllere ayrılır.
Tüm canlı organizmalar hayatta kalmak için besin maddelerine ihtiyaç duyar. Bitkiler besin maddelerini köklerinden ve hücresel işlev için gerekli enerji moleküllerini fotosentez süreciyle elde edebilirken, hayvanlar besin maddelerini diğer organizmaları tüketerek elde ederler. Hücresel düzeyde, hayvan fonksiyonu için gerekli biyolojik moleküller amino asitler, lipid molekülleri, nükleotidler ve basit şekerlerdir. Ancak tüketilen gıdalar protein, yağ ve kompleks karbonhidratlardan oluşur. Hayvanların, bu makromolekülleri hücresel işlevlerini sürdürmek için gerekli olan basit moleküllere dönüştürmesi gerekir. İşte bu nedenle sindirim sisteminin işlevi, yediğiniz gıdaları parçalamak, besinlerini serbest bırakmak ve bu besinleri vücuda emmektir. İnce bağırsak, sindirimin çoğunun gerçekleştiği ve salınan besinlerin çoğunun kana veya lenflere emildiği sistemin ana aktörü olmasına rağmen, sindirim sistemi organlarının her biri bu sürece hayati bir katkıda bulunur.