evlilikte en önemli olan şey mutluluk mudur? yani iki kişinin mutluluğu mudur yoksa birey birey mutluluk mu önce gelmeli? mutlu evlilik ne demektir? mutlu bir evlilik cidden yaşıyormuyum? Gibi gibi sıralayabileceğim... Daha fazla göster
evlilikte en önemli olan şey mutluluk mudur? yani iki kişinin mutluluğu mudur yoksa birey birey mutluluk mu önce gelmeli? mutlu evlilik ne demektir? mutlu bir evlilik cidden yaşıyormuyum? Gibi gibi sıralayabileceğim binlerce soru duydum 20 senelik aile hayatımda. Acaba ben bir birey, bir çocuk, bir evlat olarak mutlu ve huzurlu muyum? Son bir senedir ama yoğun olarak son 5-6 aydır bu soruları kendime ve iç dünyamda oluşturduğum aile faktörüne soruyorum. Okudum kitaplar, aldığım eğitimler cidden ilk önce hep aile içi mutluluk ve birey mutluluğuna dayanıyor. Bende kendi aile içimde ve gördüğüm uzun zamandır tanıklık ettiğim ailelere, evliliklere değinmek istiyorum. Öncelikle kendi ailemle yanii anne ve babamın evliliğiyle başlayacağım. Görücü usulü bir evlilik ve yaklaşık olarak 21 senedir sürüyor evlilikleri. 2 çocuğa sahipler biri ben biri 13 yaşındaki kız kardeşim E.(ondan E olarak bahsedeceğim) Çocukluğum nasıl geçti sorusuna verebileceğin en net cevap karışık ama huzursuz. Çocukluğum dışarıdan duyduklarıma göre çok güzelmiş fakat hafızam bana bu konuda ya yalan söylüyor yada dışarıdaki insanlar bana yalan söylüyor. Benim hatırladığım şeyler ise kavga,gürültü,dövüş.... Derken aramızda 7 yaş bulunan kardeşim dünyaya geldi ve işler daha da zorlaştı. Aldatmalar, aldatılmalar,ihanetler,yalanlar ve daha da karmaşık olan aile hayatı yerini almaya başladı ve biz çocuklar olarak sanırım bunun iyice benliğimize oturttuk. Kavgasız ve ağlamasız ayrıca cezasız bir günümün geçtiğini tam olarak hatırlamıyorum. Yada bakın cidden bana zihnim sağlam oyun oynuyor. 16-17 yaşlarımda şuurum iyice yerine geldiğindde anladım ki biz cidden bir aile olamamışız, bunu kendime yediremiyorum çünkü asiyim deli çağlarımdayım soranlara hayalimdeki aile tipini anlatıyorum... Kısaca bir ergen olarak anladığım şeyleri kendime yediremiyorum ama mutluluğu dışarıda aramaya çoktan başlamış bir halde buluyorum kendimi.İyice kendimden,benliğimden,annemden,babamdan,derslerimden, okulumdan uzaklaşıp her şeyle arama dağlar kadar mesafe koyup kendim yürümeye çalıştığımı biliyorum. 18 yaşıma gelince artık içgüdüsel olarak kendi hayatımı kurmam benliğimi karakterimi iyice yerine oturtmam gerektiğini fark ediyorum ve ben bu sıralarda daha lise son sınıfım. Bunun tek çözüm yolunun üniversiteye girmek olduğunu anlıyorum fakat ben derslerim ve okulumla arama çok mesafe koymuştum ve kimse girdiğim o dipsiz kuyudan çıkarmaya çalışmamıştı.Çünkü ailemi incelediğimde biz birliğiz biz bir takımız adı altında bireysel çıkarlara bireysel sıkıntılara yoğunlaşmışlardı ve biz çocuklar olarak BİR TAKIM-BİR BİRLİK olduğumuzu hissetmiyorduk. Bu süre zarfında kardeşim hepimizden uzaklaştı benden bile....Bunu fark edince duygusal boşluğumu derslerimle kapatmaya bir kariyer yapıp kardeşimi kendimi kurtarmaya odaklanmıştım.Ama hayat yine kendi kendime kurduklarımı sahilde kuma çizilen resimleri inşa edilen çocuk kalelerini yıkan su misali gibi alıp götürdü. Karşıma hiç beklemediğim ve iyice yorulduğum bir vakitte tanımlayacak kelime bulamadığım birini çıkardı. Sürüklendiğim boşluğa hiç tereddüt etmeden o da atladı ve beni çekip çıkarmak,benim o kalbimdeki boşluğu doldurmak için çok çabaladı hala da çabalıyor.. O karşıma geldikten sonra elimi tuttuktan sonra herşey bir tık daha düzeldiğini ve üzerimdeki yüklerin hafiflediğini hissediyordum ve cidden hayat rayım yerine oturmuştu..
Üniversite sınavıma girdim,puanım belli oldu, tercihlerimi yaptım ve ülkemizin sayılı en saygın üniversitelerinden birinde hayalimdeki bölümü okumaya başladım. Kendime ait bir ev, kendime ait bir düzen oluşturmaya başladım ama bu aradaki boşluklarda hayat beni sınamaya üzerime gelmeye devam etti.. Zaman ilerledikçe iyice koptum annemden ve babamdan çünkü sevgilerini iyice esirgemeye başladılar. Büyüdükçe halimi daha iyi arz edebilirim derken kendimi iyice yıprattım ve kendimi iyice hırpaladım. Bir bayram günüydü ve ben tabiikiiideee tek başımaydım ve sevgilimin ailesiyle tanışma-bayramlaşmaya gittim. İçlerine iyice girdikten ve beni iyice benimsediklerinden sonra gerçek aile nedir, mutlu evlilik nedir, mutlu evliliğin çocukları nelerdir anlamaya başladım. Ama bu beni iyice bir karanlığa sürükledi...