Bilimsel veriler, duyumlar gibi insan doğasına ait özelliklerden bağımsızdır. Mantık her ne kadar karar vermemizi kolaylaştırsa da, mantık dışı bir çok bilimsel gerçek bulunmaktadır. O yüzden herhangi bir fenomen araştırılırken, sonucun mantıklı olup olmadığına bakılmaz. Örneğin, Einstein kendi denklemlerinden çıkan, genişleyen evren modelini benimsemeyip, mantığına yenilmiş olsa da, sonradan bunu aşmayı becerebilmiştir. [1] Soruna gelecek olursak, gözlem ve araştırmalar evrenimizin sürekli... Daha fazla göster
Bilimsel veriler, duyumlar gibi insan doğasına ait özelliklerden bağımsızdır. Mantık her ne kadar karar vermemizi kolaylaştırsa da, mantık dışı bir çok bilimsel gerçek bulunmaktadır. O yüzden herhangi bir fenomen araştırılırken, sonucun mantıklı olup olmadığına bakılmaz. Örneğin, Einstein kendi denklemlerinden çıkan, genişleyen evren modelini benimsemeyip, mantığına yenilmiş olsa da, sonradan bunu aşmayı becerebilmiştir. [1]
Soruna gelecek olursak, gözlem ve araştırmalar evrenimizin sürekli ve hızlanarak genişlediğini göstermektedir. Bu durumda genişleme kütle çekim etkisinden büyük olduğu için, evren sonsuza kadar genişleyecek ve yaklaşık 1014 yıl sonra evrendeki bütün yıldızların yakıtı tükenecek. Hiç bir cisim, birbirlerini etkileyebilecek kadar yakın olmayacak. 101500 yıl sonra, evrende kalan son ısı da yok olacak ve karanlığa gömülecek.
Bu durum, şu andaki gözlemlere dayanan, kabul görmüş evrenin sonu teorisidir.
Eğer senin dediğin gibi, kütle çekimi galip gelseydi, o zaman da evrendeki bütün cisimler bir araya tekrar gelebilirdi. Bu durum da yeni bir BigBang'in yaşanmasına yol açabilirdi ama bu teori şu anda rafa kaldırılmış durumdadır. İlerde gözlem ve veriler değişirse, yeni bir evrenin sonu teorisi ile karşılaşabiliriz. [2]