Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?

Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?
11 dakika
20,954
Evrim Ağacı Akademi: İnsan Evriminde Özel Konular Yazı Dizisi

Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 33. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

“Dostunuza yakın olun, düşmanınıza daha da yakın!” lafı boşa değildir. Vücuttaki yağ fazlalıkları çoğu insanın konuşmaktan kaçındığı bir konu olsa da, bu sözde “düşmanı” tanımak, onu yenmek adına atacağınız ilk ve en önemli olan adımdır. Dolayısıyla bu makalemizde, sizlere vücudumuzda kilonun baş sorumlusu olan yağlardan söz edecek ve onları daha iyi tanımanızı sağlayacağız. Böylelikle obezite gibi son derece karmaşık, aşırı fazla faktöre bağlı olarak gelişen ve belki de tamamen hatalı bir şekilde "irade düşüklüğüne" bağladığınız bir konunun aslında ne kadar sinsi ve tehlikeli bir hastalık olduğunu göstermeye çalışacağız. Umuyoruz ki faydalı olacaktır.

Vücuttaki Yağ Gerçekten Nedir?

Öncelikle pozitif bakış açısıyla yaklaşalım: Yağın vücudumuzda olması ve depolanabilmesi evrimsel açıdan türümüzün devamlılığı için çok büyük bir artı olmuştur. Çünkü yağ vücudumuzdaki en büyük “potansiyel enerji”dir. Yediğimiz yemeklerden aldığımız enerjiyi yakıt olarak düşünürsek, bu yakıt kanımızla yakılacağı noktalara taşınıp birçok yaşamsal faaliyet için tüketilmektedir. Kalori yakımı denildiğinde akla gelen ilk örnek kasların enerji tüketimi olsa da sindirim, nefes almak, beyin aktiviteleri, saç ve tırnak uzaması gibi hayatta kalmaya dair her türlü işlem "yakıt", yani enerji tüketmektedir. Bazen harcadığımızdan fazla enerji alırız ve bu durumda vücut bu enerjiyi daha sonra harcamak adına saklamak ister.

Tüm Reklamları Kapat

Vücut bunu yapmak adına enerjiyi birçok işlemden geçirir. Bahar temizliğinde evinizdeki pofuduk yorganlara ne yaptığınızı hatırlayın. İlk işiniz onları vakumlu torbalara koyup daha az yer kaplamalarını sağlamak olacaktır. Vücudun enerjiye yaptığı şey ise tam olarak budur: Sizin vakumla yaptığınız işlemi vücut, enerjiyi birçok kimyasal işlemden geçirip yağ hücrelerinde saklayarak yapar ve bir yağ hücresine ne kadar çok enerji depolarsa hücre o kadar şişip genişler. Fakat anımsarsınız ki eğer ki bir yaz gecesi üşürseniz yatağınızdan kalkıp vakumlu poşeti açıp yorganı çıkartmak o kadar da kolay olmayacaktır. Vücut için de yağ hücrelerinde sakladığı enerjiye ulaşmak aynı şekilde uğraştırıcıdır. Yani yağların içindeki enerji kana karışmaya hazır olan enerji değildir, kana karışmadan önce birçok kimyasal işlemden geçirilmesi gerekmektedir.

Yağ dokusu, turuncu kesecikler vücuttaki en büyük hücrelerden biri olan yağ hücreleridir.
Yağ dokusu, turuncu kesecikler vücuttaki en büyük hücrelerden biri olan yağ hücreleridir.

Yağ Hücreleri Hakkındaki Korkutucu Gerçekler

Kilo verdiğinizde yağ hücrelerinde bir azalma olduğunu ve bu sayede kilo verdiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. İşin aslı, kilo verdiğinizde yağ hücrelerinizde azalma olmaz. Ortalama bir insan 10 milyar ve 30 milyar arasında yağ hücresine sahiptir ve yaşamı boyunca o hücrelerle yaşar. Fakat eğer var olan yağ hücrelerinizin alabileceğinden daha fazla yağ depolamaya başlarsanız, vücudunuz var olan yağ hücrelerine yeni yağ hücreleri ekler Obez insanlarda yağ hücrelerinin sayısı 100 milyara ulaşabilmektedir! Bu yeni eklenen hücreler kilo verseniz bile ortadan kaybolmaz.

Tüm Reklamları Kapat

Peki nasıl oluyor da kilo veriyoruz? Bunun cevabı yağ hücrelerinin içini boşaltmakla ilgilidir. Yağ hücreleri içerisindeki yağ harcandıkça, hacimce genişlemiş olan bu hücreler küçülür. Teknik olarak, bir yağ hücresi deposu yağ açısından “boş” olana kadar küçültülebilir ancak bu hücreler yine de var olmaya devam ederler.

Yarım kilo insan yağının görünüşü.
Yarım kilo insan yağının görünüşü.

Yağlarla ilgili bir diğer korkutucu gerçek, yağ hücrelerinin yağ hücreleriyle bir arada olmayı tercih ederek kas hücrelerine karşı aşındırıcı etkide bulunmalarıdır. Bu durum, deri altı yağ tabakalarımızın sağlığımıza büyük bir sorun teşkil etmezken iç organlarımızdaki yağlanmanın kalp krizi, karaciğer yetmezliği ve diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açmasını açıklamaktadır. Dahası iç yağlanma, yağların kullanılabilir enerjiye dönüştürülmesinde görevli olan adiponektin isimli hormonun sentezlenmesini baskılar. Bir başka deyişle iç yağlanma, metabolizmanızı yavaşlatarak ve daha fazla yağ depolamanıza yol açarak kırılması zor bir döngü ortaya çıkarmaktadır.

Şu Yağı Sarımsaklasak da mı Yaksak, Sarımsaklamasak da mı Yaksak?

Vücudumuzda enerjinin hangi alanlarda harcandığını bilmek, yağ yakımı için gerekli olan enerji tüketimini artırmak adına geliştirebileceğimiz stratejiler için çok önemlidir. Yaktığımız enerjiyi 3 kategoriye ayırmak mümkündür. Günde harcadığımız enerjinin %60-70’ini sadece hayatta kalmak adına kullanıyoruz (bazal metabolizma). %10-15’ini ise sadece yediğimiz besinleri sindirmek için harcarız (sindirim metabolizması). Bu demek oluyor ki günün sonunda parmağımızı dahi kaldırmadan enerjinin %70-85’lik kısmını kullanırız. Geriye kalan %15-30’u ise fiziksel aktivite için kullanılır. Bu fiziksel aktivitenin içine bilinçli olarak yaptığınız spor dahil olabileceği gibi evin içinde dolaşmanız da dahildir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Buradan çıkaracağımız en büyük sonuç enerji tüketimini artırmak için enerjinin en çok harcandığı alandan başlamak olacaktır. Bazal metabolizmanın daha çok enerji kullanmasını sağlamanın en basit yolu kas yapmaktır. Her yarım kilo kas, sadece varlığını sürdürebilmek için bile, 40 ila 120 kalori yakar, oysa yağ bu iş için sadece 1 ila 3 kaloriye ihtiyaç duyar.

Bir diğer enerji yakım alanı olan sindirimde %10-15 arasındaki enerji, sadece yediğiniz yemekleri sindirmek üzere harcanmaktadır. Bu yüzdeyi arttırmak istiyorsanız protein ağırlıklı beslenmelisiniz çünkü proteinleri sindirmek karbonhidratları sindirmekten 2 ila 3 kat daha fazla enerji gerektirir.

Görünen o ki parmağımızı dahi kaldırmadan ortalama günlük aldığımız kalorinin 2/3’ünü yakabiliyoruz. Fakat unutmayalım ki yağ yakımı ancak günlük aldığımız kaloriden fazlasını yakmak istediğimizde gerçekleşir. Kas hücreleri kandaki serbest glikozu ve hücre içinde bulundurdukları glikoz depolarını laktik asit fermantasyonuna uğratıp yaktıktan sonra, vücut kışlık yorganları açma zamanının geldiğini anlar. Yağ hücrelerindeki uzun yağ zincirleri parçalanarak serbest yağ asitlerine dönüşür. Bu yağ asitleri kana geçer. Kandan da kasa giderek yakılır. Yağ yakım mekanizmasının hızlı bir şekilde devreye girmesini yoğunluğu yüksek ve aralıklı egzersiz tipi “HIIT” ile sağlayabilirsiniz. Bu konuyla ilgili olarak buradaki yazımıza bir göz atabilirsiniz.

Kalorileri Saymak?

Yazının buraya kadarını okuyup aklınızda çok genel bir yanılgıya dair soru işareti kalmış olabilir. “Yağ yakımı için aldığımız kaloriden fazlasını yakmalıyız!”

Bu kural, yıllardır aklımıza kazınan bir numaralı kural olagelmiştir ancak yanlış değil eksiktir. Bu kurala uyup kilo vermek isteyen biri “Madem hiçbir şey yapmadan normalde günlük aldığım kalorinin 2/3’ünü tüketiyorum, o halde günlük aldığım kaloriyi normalde aldığım kalorinin 2/3’ünden daha azına düşürüp kilo verebilirim” diye düşünerek kolayca büyük bir yanılgıya düşebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Böyle bir durumda vücut besine ulaşamadığı bir ortama girdiğini düşünerek bazal metabolizmanın yaktığı kalorileri düşürüp artan enerjiyi ise yağ olarak depolamaya meyilli hale gelecektir. Bu da, sonuç olarak, hedeflenenin tam aksi bir tablo ortaya çıkaracaktır.

Peki Vücutta Yakılan Yağ Nereye Gider?

Termodinamiğin ilk yasası olan enerjinin korunumu yasasına göre enerji ne yok edilebilir ne de yoktan var edilebilir fakat enerji türü değişebilir. Yani vücudumuzdan enerji dolu yağ hücreleri küçülmeye başladıklarında bu enerji ısı, karbon dioksit, su, ve ATP’ye dönüştürülür. Bu konuyla kısmen ilgili olarak ele aldığımız bu yazımıza göz atabilirsiniz.

Yağ, Daha Çok Yağ, Çok Fazla Yağ: Obezite

Obeziteyi basit olarak vücut sağlığını tehlikeye atacak ölçüde aşırı yağ birikimi olarak tanımlayabiliriz. Obezitenin neden olduğu hastalıklar şöyle dursun, bu yazımızda üstünde durmak istediğimiz nokta obezitenin sebepleri.

Obezitenin tedavi edilmesiyle neden olduğu hastalıkların ortadan kalkma oranı.
Obezitenin tedavi edilmesiyle neden olduğu hastalıkların ortadan kalkma oranı.

Obez insanların genelde yemek yemeyi çok "sevip” iradesine hakim olamayıp çok fazla yemek yedikleri ya da sağlıksız çevresel etmenler nedeniyle (kısıtlı spor imkanı, sağlıksız yemek kültürü vs.) bu hastalığa yakalandıkları düşünülür. Oysa obezite gibi hayat kalitesinde büyük ölçüde düşüşe yol açan ve ölümcül olan bir hastalık için sadece “iradesizlik” kelimesi sizce de çok güçsüz kalmıyor mu?

Tüm Reklamları Kapat

Yazının yağın bilimini irdelediğimiz kısmında birçok kere “ ‘vücut’ enerjiyi saklamaya karar verir, ‘vücut’ yağı yakmayı tercih etmez, ‘vücut’ besine ulaşamadığını düşünür” gibi yağın kaderine vücudun karar verdiğini ifade eden terimler kullandık. Peki, nedir bu vücut? Hepimizin ilkokuldan hatırlayacağı üzere “Beyin vücudun yönetim merkezidir” ve beyin milyarlarca nörondan oluşmuş bir yapıdır. Nöronları oluşturan ve aralarındaki kimyasal iletişimi belirleyen kilit nokta ise genlerdir.

Bir özelliğin genler tarafından kontrol edildiğini anlamanın en basit yollarından biri benzer çevresel ortamda o özelliğin çeşitliliğini gözlemlemektir. Tıpkı insanların kilosu gibi. Nüfusun çoğunluğunun limitsiz kaloriye erişebileceği ülkemizde ağırlığı yaklaşık 40 kg’dan 200 kg’a kadar değişen skalada insanlar var.

Vücut ağırlığının genetik temelli bir özellik olduğunun bir başka göstergesi ise obezitenin sadece son yıllarda sağlıksız yaşam şartlarıyla ortaya çıkmış bir hastalık olmayıp insanlık tarihince var olmasıdır.

MÖ 2400 yılına ait bir figür.
MÖ 2400 yılına ait bir figür.

Daha bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşacak olursak ikizler üzerinde yapılan çalışmalar, genetik özellikleri anlamak için yapılan çalışmaların başında yer alır. Çünkü tek yumurta ikizleri %100 aynı DNA dizilimine sahiplerdir. Görsel 5’te görebileceğiniz gibi tek yumurta ikizleri karşılaştırıldıklarında boy ve kilolarının birbirine çok benzer olduğunu oysa DNA’larının sadece %50’sini paylaşan çift yumurta ikizlerinin ise çeşitli boy ve kilo oranlarında birbirlerinden ayrıldıklarını görebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kim (Rudyard Kipling)

Kim is a novel by Nobel Prize-winning English author Rudyard Kipling. It was first published serially in McClure’s Magazine from December 1900 to October 1901 as well as in Cassell’s Magazine from January to November 1901, and first published in book form by Macmillan & Co. Ltd in October 1901.

The story unfolds against the backdrop of the Great Game, the political conflict between Russia and Britain in Central Asia. The novel popularized the phrase and idea of the Great Game. It is set after the Second Afghan War which ended in 1881, but before the Third fought in 1919, probably in the period 1893 to 1898. The novel is notable for its detailed portrait of the people, culture, and varied religions of India.

The book presents a vivid picture of India, its teeming populations, religions, and superstitions, and the life of the bazaars and the road.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺165.00
Kim (Rudyard Kipling)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Peki, vücut kütlesinin genetik bir özellik olması onu değiştiremeyeceğimiz anlamına mı gelmektedir? Tecrübe etmiş olabileceğiniz üzere hayır. Vücut kütlesi de birçok genetik özellik gibi kompleks bir özelliktir; yani, genetik temelleri olduğu gibi çevresel etmenler tarafından da etkilenir (boy uzunluğu, diyabet, kalp hastalığı ve IQ kompleks özelliklere örnek verilebilir).

Çeşitli özelliklerin genetik olarak aktarılma oranları. Obezitenin kalıtımdaki yerini daha iyi görebilirsiniz.
Çeşitli özelliklerin genetik olarak aktarılma oranları. Obezitenin kalıtımdaki yerini daha iyi görebilirsiniz.

“Genler obeziteye neden olan hangi bilgileri taşır?” sorusunun cevabı üzerine hummalı araştırmalar yapılmaktadır. Obez ailelerin genomları incelenerek bu hastalığa neden olan mutasyonlar tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu mutasyonlar vücut kütlesini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen hormonların üretimiyle ilgili olabileceği gibi nöron ağlarının hormonlarla olan iletişimi üstünde de olabilmektedir.

Günümüzde vücut kütlesi üstünde etkisi kanıtlanmış olan hormonlardan biri leptindir. Leptin hormonu, büyük ölçüde, yağ dokusu tarafından üretilir ve beyindeki hipotalamus bölgesine vücuttaki yağ stokunun durumunu bildirir. Leptinin vücuttaki amacı, yağ stokunu belirli bir aralıkta tutarak vücut kütlesini korumaktır diyebiliriz.

Leptinin işlevini daha iyi anlamak için küçük bir canlandırma yapabiliriz. (Kullanılan sayılar bilimsel verilere dayanmayıp varsayımsaldır.) Diyelim ki elimizde uzun zamandır vücut kütlesinde değişim olmamış düzenli beslenen 70 kg bir insan var. Yukarıdaki görselde bu insanın yaklaşık 10 kg olan yağ dokusundan hipotalamusa gönderilen leptin hormonunu görüyorsunuz. Örneğimize devam etmeden önce, üretilen leptin hormonunun seviyesinin yağ dokusuyla doğru orantılı olduğunu, yani ne kadar çok yağ var ise o kadar çok leptin hormonu olduğunu bir kez daha belirtelim. Normal kilosunda olan insanımızın 10 kg yağının 5 gr leptin ürettiğini hayal edelim. Bu, hipotalamusun her şeyin yolunda olduğunu anlaması için 5 gr’lık leptine ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. 

Yukarıdaki görseldeki kişinin diyete girdiğini aşağıdaki kişiye dönüştüğünü ve yağ dokusundan 5 kg kaybettiğini varsayalım. Bu durumda yağ dokusundan beyine giden leptin hormonu azalacak (5 gr’dan 2,5 gr’a düşecek) ve hipotalamus, vücudun açlık çektiği sinyalini alıp kalori alımını artırmaya çalışacaktır. Kalori alımı arttığında vücut yağ rezervlerini tekrar dolduracak ve tekrar 5 gr’lık leptin üretim seviyesine ulaşacaktır.

Şimdi de bu senaryonun tam tersini düşünelim. Normal beslenen insanımızın stresli bir dönemden geçtiğini ve bunun acısını yiyeceklerden çıkarıp aşağıdaki insana dönüştüğünü düşünelim. 

70 kg olan insanımız 10 kg yağ dokusu kazanıp 80 kg olduğunda, normalde hipotalamusa gönderilen 5 gr leptin seviyesinin 10 gr’a çıkacağını görebiliriz. Bu durumda hipotalamus vücutta normalde olması gerekenden fazla yağ dokusu olduğu sinyalini alarak kalori sınırlandırmasına yönelecek ve iştahta azalmaya yol açacaktır. Bu durum yine leptin seviyesini bu vücut için normal olan seviyeye yani 5 gr’a indirmek içindir.

Leptin direncinin gelişimi.
Leptin direncinin gelişimi.

Obez bir insana leptin verirseniz ne olacaktır? Eğer bu hasta genomundaki bir mutasyon sonucu leptin üretemiyor ve bu yüzden beynine sürekli “açlık” sinyali gittiği için obez ise, beslenmesi düzene girip kilo kaybedecektir. Ancak büyük ölçüde, obez hastalarda görülen durum bu değil. Obezite hastalarının çoğunda insülin direnciyle birlikte leptin direnci de gelişmiş oluyor. Yani hipotalamus için normal olan seviye, normal insanlara göre çok daha yüksek olmaktadır. Bu durumda yağ dokusunu kaybederek kilo veren bir obezite hastasının beynine, leptin seviyesi normal bir insanınkine göre yüksek olsa bile, “açlık” sinyalleri gitmektedir. Obezite hastaları üzerinde yapılan leptin uygulamaları leptin seviyesi yüksek olan obezite hastalarına daha fazla leptin verilmesinin kilolarında değişime yol açmadığını göstermiştir. Fakat kilo verme sürecinde olan obezite hastalarına uygulanan leptin hormonunun bu süreçteki hastalarda olumlu etki yarattığı görülmüştür.

Vücudun leptin üretimi ve hipotalamusun leptine verdiği yanıt büyük ölçüde genlerimizin kontrolünde olsa da leptin üzerine yapılan çalışmalar leptin metabolizmasını daha yakından tanımamızı sağlıyor. Bu sayede bu mekanizmanın çevresel etmenler tarafından ne ölçüde etkilendiğini keşfedebiliyoruz. Bu keşiflerden biri kandaki leptin seviyesinin gün içerisinde değişmesi. Gece uyku sırasında kanda bulunan leptin seviyesi gün içine göre iki kat daha fazla olmaktadır. Buna bağlı olarak uykusuzluk problemlerinin yetersiz leptin üretimine ve dolayısıyla açık bir iştaha yol açacağını kestirebiliriz. Leptinle ilgili hem metabolik hem de genetik araştırmalar ülkemizde ve dünyada sürdürülmektedir. Yağ metabolizması ve leptin hormonuna dair daha ayrıntılı bilgi ve videolar için ileri okuma bölümüne göz atabilirsiniz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: İnsan Evriminde Özel Konular Yazı Dizisi

Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 33. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 16
  • Muhteşem! 9
  • Bilim Budur! 7
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 4
  • İnanılmaz 4
  • Umut Verici! 3
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 15:23:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/436

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Alan
Astrobiyoloji
Alkol
Yaşanabilir Gezegen
Çekirdek
Tohum
Botanik
Nöron
Makina
Karanlık
Uydu
Aminoasit
Geometri
Sayı
Mantık Hatası
Beyin
Bilişsel
Hominid
Evren
Süt
Araştırma
Filogenetik
Homo Sapiens
İspat
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
G. G. Eren, et al. Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?. (7 Ekim 2016). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/436
Eren, G. G., Özdil, A. Ş. (2016, October 07). Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/436
G. G. Eren, et al. “Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, 07 Oct. 2016, https://evrimagaci.org/s/436.
Eren, Güniz Göze. Özdil, Ayşegül Şenyiğit. “Yağın Bilimi: Obez İnsanlar İradeleri Düşük Oldukları İçin mi Kilo Alırlar?.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, October 07, 2016. https://evrimagaci.org/s/436.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close