Kediler ve Kutular: Kediler, Kutuları Neden Bu Kadar Çok Seviyor?
Kedinizin Bulduğu Her Kutu İçine Saklanmasının Nedeni Ne?
Yüreklenin, kedi hayranları! Kedinizin ona aldığınız yeni pahalı oyuncağa hiçbir ilgi göstermemesi sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Fakat onun ilgisini çekeceğinden neredeyse emin olabileceğiniz, ucuz bir nesne var. Bu nesne, internetin oldukça sağlam bir şekilde belgelediği üzere, bir kutu! Herhangi bir kutu. Gerçekten! Büyük kutular, küçük kutular, düzensiz şekilli kutular - hiç fark etmez! Yere bir tane koyun ve kedinizi hemen ona el koymasını izleyin. İyi ama, bu boş kutuların ev kedileri üzerindeki garip çekiciliği nereden geliyor?
Kedilerin yaptığı diğer birçok tuhaf şey gibi, bilim bu kedi gizemini de tam olarak çözebilmiş değil. Bir kutunun sağladığı açık bir üstünlük, "yırtıcılık üstünlüğü": Kediler pusuya yatan yırtıcılardır ve kutular avları gizlice izlemek (ve sığınmak) için müthiş gizlenme yerleri sağlar. Fakat bu kutu merakında daha fazlası var gibi gözüküyor.
Neyse ki, davranışsal biyologlar ve veterinerler bu konuda birkaç ilginç açıklamaya sahipler. Gerçekten de, tüm kanıtları birleştirdiğiniz zaman, kediniz sadece kutuları seviyor olmayabilir, aslında onlara ihtiyacı var olabilir.
Kutu ve Bıyık
Herkesin bildiği gibi, bir kedinin aklını anlamak zordur. Neticede kediler, üzerilerinde araştırma yapmak için pek istekli canlılar değillerdir. Yine de, özellikle de laboratuvar kediler üzerinde yürütülen çok sayıda davranış araştırması vardır. Çoğu çevre zenginleştirmesi üzerine olan bu çalışmalar 50 yıldan fazla süredir yapılıyor ve bir şeyi oldukça açık hale getirdikleri söylenebilir: Bu kıllı arkadaşlarımız, kapalı alanlarda daha rahat ve daha güvende hissediyor.
Bunun birden fazla nedeni olabilir; ancak kediler için, stresli şartlar altındayken bir kutu veya diğer bir kapalı ortamda bulunmanın kedi davranışı ve fizyolojisi üzerinde derinden etkileri var gibi gözüküyor.
Hollanda'daki Utrecht Üniversitesinde veteriner olan Claudia Vinke, barınak kedilerinde gerginlik seviyelerini güncel olarak araştıran araştırmacılardan biri. Hollanda'daki bir hayvan barınağında evcil kediler ile çalışan Vinke, yeni gelen bir grup kediye saklanma kutuları sağladı ve diğer grubu bunlardan tamamen mahrum bıraktı. Kutuları olan ve olmayan kediler arasındaki gerginlik seviyelerinde önemli bir farklılık buldu.
Gerçekten de kutuları olan kediler yeni çevrelerine daha hızlı alıştılar, başlangıçta daha az gergindiler ve insanlar ile etkileşimde daha ilgiliydiler. Neredeyse tüm kedilerin gergin bir duruma verdikleri ilk tepkinin geri çekilmek ve gizlenmek olduğunu düşündüğünüzde, bu bulgular kulağa mantıklı geliyor. Vinke, bir e-posta'da şöyle diyor:
Gizlenmek, çevresel değişimler ve baskılayıcılar ile mücadele eden türlerin bir davranış taktiğidir.
Bu, vahşi doğadaki kediler için olduğu kadar, evinizdeki kediler için de geçerli. Sadece ağaç tepelerine, mağaralara, inlere çekilmek yerine, sizinkiler rahatlığı bir ayakkabı kutusunda bulabilir.
(Anti-)Sosyal Kutu
Kedilerin kavgaya girme kararı verme konusunda pek de iyi olmadıkların hatırlatalım. “Ev Kedisi: Davranışının Biyolojisi” kitabından alıntı yaparsak:
Kediler, çatışma çözme stratejilerini topluluk halinde yaşayan diğer türler kadar geliştirmiş değildirler. Bu yüzden münakaşa dövüşlerini atlatmak için kaçmayı veya faaliyetlerini azaltmayı seçerler.
Yani sorunu çözmek yerine, kediler sorunlarından basitçe kaçmaya veya tamamen uzak durmaya daha isteklidirler. Bu bağlamda, bir kutu çoğunlukla güvenli bir bölgeyi ifade edebilir: Endişenin, düşmanlığın ve istenmeyen ilginin basitçe kaybolduğu bir yer...
Tabii ki bu tanımlamalardaki sıkıntı, kutu cazibesini uyumsuz, gergin kedilerin bir belirtisi gibi göstermesidir. Sizi bilmiyoruz; ama bizim için Maru, aşağıdaki videoda pek de yüksek gerginlik seviyelerinden muzdarip gibi görünmüyor.
"Eğer Sığıyorsam, Otururum" İlkesi
Açık gözlü kedi gözlemcileri fark edeceklerdir ki kutulara ek olarak, çoğu kedi rahatlamak için başka sıra dışı yerleri seçebiliyor. Bazıları bir banyo lavabosuna kıvrılırken; diğerleri ayakkabıları, kâseleri, alışveriş çantalarını, kahve fincanlarını, boş yumurta kutularını ve diğer küçük, sınırlanmış alanları tercih edebilir.
Ulusal Araştırma Konseyi tarafından 2006'da yapılan bir çalışmaya göre, bir ev kedisi için termonötral (ısıl olarak nötr) alan 86'dan 97 Fahrenheit dereceye kadardır. Bu kedilerin "rahat" olduğu ve sıcak kalmak için veya soğumak için vücut enerjisi harcamayı gerektirmeyen sıcaklık aralığıdır. Bu aralık bizimkinden 20 derece fazladır. Bu da komşunuzun kedisinin bir yaz gününün ortasında, güneşin alında sıcak asfalta yayıldığını ve kendinden geçtiğini görmenin neden tuhaf olmadığını açıklar.
Bu, aynı zamanda neden çoğu kedinin ufak karton kutular ve diğer tuhaf yerlerde kıvrılmaktan hoşlandığını açıklar. Oluklu karton mükemmel bir yalıtkandır ve sınırlanmış alanlar kediyi top gibi kıvrılmaya veya diğer zor nesne şekilleri almaya zorlar, bu da vücut sıcaklığının korumasına yardımcı olur. Aynı NRC çalışmasının bulduğuna göre çoğu kedinin barındığı alanlar 22 santigrat derece civarıdır - bir ev kedisinin en düşük termonötral sıcaklığından 14 derece daha soğuktur.
İşte artık nedenini biliyorsunuz. Kutular; yalıtan, gerginlik dindiren, rahat alanlar -kedilerin saklanabildiği, rahatlayabildiği, uyuyabildiği ve birlikte yaşadıkları, ne yapacağı belli olmayan devasa maymunlara karşı sinsi bir saldırı düzenleyebildiği alanlardır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 11
- 10
- 6
- 6
- 3
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Wired | Arşiv Bağlantısı
- C. M. Vinke, et al. (2014). Will A Hiding Box Provide Stress Reduction For Shelter Cats?. Applied Animal Behaviour Science, sf: 86-93. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/04/2024 02:57:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3432
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Wired . Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.