Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?

Kuşların Dişlerinden İnsanların Kuyruklarına Embriyoloji, Gelişim ve Evrim...

Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?
9 dakika
22,893
Evrim Ağacı Akademi: İnsan Evriminde Özel Konular Yazı Dizisi

Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 21. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

İnsanların kuyrukları yoktur. Ciddiyiz! Ancak "kuyruk yapmak için gereken" nedir, hiç düşündünüz mü? Bir takım genler! Eğer insanlarda fiziksel olarak bir kuyruk yoksa, neden "kuyruk yapmak için gereken" genetik araçların neredeyse tümüne sahiptirler? Bir diğer örnek kanatlı dostlarımızdan gelir: Tavukların dişleri yoktur ama dişlere ait genleri vardır! İyi ama neden? Tüm bunların sebebi ne?

Elbette ki yanıtı sadece evrimsel biyoloji verebiliyor. Evrimsel biyoloji dahilinde kullanılan terimlerden biri olan atavizm (ataya geri dönüş) sayesinde, tüm bunları açıklayabiliyoruz. Üstelik genomlarımız, evrimsel tarihimize ait birer arşiv kaydı görevi görüyorlar ve bize geçmişin sırlarını aralıyorlar. Bu makalemizde sizlerle bu tür atavist özelliklerin sadece 2 tanesine bakacağız ve evrime dair genlerimizde neler bulabileceğimizi göreceğiz.

Tüm Reklamları Kapat

Bahsedildiği gibi tavukların dişleri, insanların kuyrukları yoktur. Araştırmacılar bizlerin bir kuyruğu üretmek için gerekenlere sahip olduğumuzu, tavukların da bir diş serisi üretebilmek için gereken genlere sahip olduğunu ortaya koyuyorlar. Ancak yalnızca çok nadir durumlarda bu özellikler kendilerini fenotipte (fiziksel özelliklerde) gösteriyorlar. Bu fenomene "atavizm" adı veriliyor; yani evrimsel süreçte yitirilen özelliklerin yeniden ortaya çıkması... Genlerimiz bizim kim olduğumuzu belirleyen yegane unsurlar değiller, ama atavizm sayesinde evrimsel geçmişimizi bizlere hatırlatabilecek ve hatta öğretebilecek araçlar haline gelirler.

Burada sözü ettiğimiz değişimler, yeni mutasyonların seçilim baskısı altında seçilmesiyle ortaya çıkmazlar; yani birer evrimsel adaptasyon değildirler. Benzer şekilde, atavistik özellikler herhangi, rastgele bir gende meydana gelen bir mutasyon sonucu oluşan mutant proteinler nedeniyle ortaya çıkan özellikler de değildir. Bir diğer deyişle atavistik özellikler, varyasyon olarak ortaya çıkan yeni özellikler değildir! Atavistik özellikler, türün evrimsel geçmişinde belli bir zaman diliminde var olan; ancak sonradan körelerek yok olmuş özelliklerin yeniden ortaya çıkmasıdır. Giderek artan deneysel veriler gösteriyor ki atavistik özellikler belirli bazı genlerin nasıl, nerede ve ne zaman ifade edildiğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Yani atavistik bir özelliğin ortaya çıkışı yeni genlerin belirmesi ve var olanların yok olmasıyla doğrudan ilgili değil; daha ziyade genlerin okunmalarıyla ve onlardan üretilen proteinlerle ilgilidir.

Tüm Reklamları Kapat

Tavuklarda Diş Örnekleri

Her ne kadar kuşlar dişlerini 80-60 milyon yıl önce arasında tamamen yitirmiş olsalar da, birçok araştırma kuşlarda bulunan ve normalde dişlerin üretilmesini sağlayacak olan dokuların halen bu potansiyele sahip olduklarını gösteriyor. Örneğin 1821 yılında bu konudaki araştırmalarını yürütmüş olan Geoffrey St. Hilaire, bazı kuş embriyolarında diş gelişimi olduğunu raporlayan ilk bilim insanlarındandır; ancak çağdaşları araştırmalarını hatalı bularak reddetmişlerdir. O zamandan bugüne birçok araştırmacı, tavuklarda halen odontogeneze (diş oluşumuna) neden olan genlerin varlığına yönelik çok sayıda moleküler kanıta ulaşmışlardır.

Bu sonuca ulaşmaya yönelik en önemli adımlardan biri, araştırmacıların tavuk çenelerini, diş gelişimini tetikleyen bazı proteinlere maruz bırakmasıyla atılmış oldu. Sonuç olarak, 2000 senesinde yapılan bir araştırmada diş benzeri yapılar oluştu ve dişlere özgü diğer işaretleyiciler de tavuklarda tespit edilebildi. Bu araştırmalar, dişin oluşmasını sağlayacak sinyalin deneysel olarak verilmiş olmasından ötürü "yapay" olarak görülmektedir; buna rağmen, belirli şartlar sağlandığında tavukların çenelerinin gerçekten de dişler üretebildiğini göstermesi açısından önemlidir.

Tavuklardaki dişleri, en yakın akrabaları (ve hatta ataları) arasında bulunan dinozorlardan T-rex'lere benzeten bir gösterim... Gerçek bir fotoğraf değildir.
Tavuklardaki dişleri, en yakın akrabaları (ve hatta ataları) arasında bulunan dinozorlardan T-rex'lere benzeten bir gösterim... Gerçek bir fotoğraf değildir.

Bu keşfe rağmen, 2006 yılına gelene kadar halen dış tetikleyiciler olmadan tavukların diş üretebileceğini kimse gösterememişti. Bu durum 2006 senesinde, o zamanlar bir lisansüstü öğrencisi olan Matthew Harris ve akademik danışmanı Dr. John Fallon tarafından yapılan bir araştırmayla kökünden değişti. Bu iki araştırmacı, belli tür otozomal (vücut hücrelerine ait) çekinik mutasyona sahip tavukları içeren bir çalışma yürüttüler. Bu tavuklar, "ta2" kısaltmasıyla bilinen erken diş gelişimine ait izler gösteriyorlardı. Bu yüzden bu tür tavukları tanımlamak için onlara ta2 diyeceğiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Araştırmacılar bunu doğrulamak için pozitif bir kontrol grubuna ihtiyaç duyuyorlardı, böylece tavukların dişlerini, ona yakın akraba olan ve normal şekilde diş üretebilen bir diğer hayvanınkilerle kıyaslayabileceklerdi. Tipik olarak mutant olmayan veya "vahşi tip" olarak bilinen fenotipler, bu tür gen mutasyonu deneylerinde iyi birer kontrol grubudurlar. Vahşi tipleri, basit olarak, hiçbir müdahaleye maruz bırakılmayan, bu durumda "normal tavuk" olarak düşünebilirsiniz. Ancak hemen dikkatinizi çekebileceği gibi, sorun hiçbir vahşi tavuk popülasyonunda dişlerin üretilmiyor oluşudur; zaten araştırılan da budur.

Dolayısıyla Harris ve Fallon, dişler olduğuna inandıkları yapıları üreten ta2 tavuklarını, vahşi tipten sonra olabilecek en iyi adayla kıyaslamak zorundaydılar: tavukların en yakın akrabası olup da halen dişleri olan bir hayvanla... Dişlerin en yakın akrabaları arkozorlar grubundan olmalıdır; ki günümüzde bu en yakın akraba, timsahlardır. Evet, bildiğimiz timsahlar!

Unutmamak gerekir ki kuşlar, doğrudan doğruya dinozorlardan evrimleşmiştir; bir diğer deyişle hayatta kalabilmiş nadir "dinozor akrabası" soy hatlarından biridir. Bir diğeri ise timsahlardır. Kuşlar da, timsahlar da muhtemelen dinozorların evriminin çok erken basamaklarında onlardan ayrılarak var oldular ve bugünlere kadar ulaşabildiler; ancak soyu tükenmiş akrabalarıyla olan genetik ve fenotipik benzerlikleri halen sürmektedir.

İşte bu sebeple araştırmacılar bazı biyoişaretleyiciler kullanarak vahşi tip tavukların, ta2 mutantı olan tavukların ve timsahların embriyolarını işaretlediler. Araştırmanın sonucunda ta2 mutantlarının ağız boşluğunun gelişimsel oluşumu, daha yakın akrabaları olması beklenen, neredeyse kardeşleri konumunda olan vahşi tip tavuklara kıyasla timsahlara çok daha yakındı!

Dolayısıyla bu sonuçlar, bir tavukların ağızlarının içerisinde dişlerini oluşturmayı sağlayacak yapbozun tüm genetik parçalarının orada olduğunu göstermiş oldu. Fakat evrimsel süreç içerisinde, son 80 milyon yılda bu parçalar başka yönlere doğru değişmişlerdi.

Tüm Reklamları Kapat

Atavizm ve İnsan Kuyrukları

ta2 tavuklarında gördüğümüz gibi atavizmin gerçek örnekleri türler arasındaki ortak ataya işaret eden delillerdir. Söz konusu insanlar olduğunda, böylesi bir atalık ilişkisini gösteren en çarpıcı örnek kuyruklarımızdır. İnsanların kuyruklarla doğduğu birçok örnek tıp literatüründe bulunmaktadır ve "İnsan Kuyruğu: Kuyruklarımızı Ne Zaman, Ne İçin, Nasıl Kaybettik?" başlıklı makalemizde detaylarını işlemiştik. Ancak orada da belirttiğimiz gibi sorun, bu oluşumların gerçekten birer kuyruk olup olmadığıdır ve bu sıklıkla tartışmaların gündeminde yer alır. Bazı durumlarda bu oluşumlar "sahte kuyruk" olarak bilinirler. Bir diğer deyişle şans eseri bireylerin kuyruk kemiği etrafında yer alan hatalı oluşumlardır. Gerçek kuyruklarsa, embriyonun ana karnındaki gelişimi sırasında meydana gelen spesifik tip hataların sonucudur.

Hindistan'ın Chandigarh bölgesinde doğan Arshid Ali Khan'ın 12 yaşındaki kuyruklu bir fotoğrafı... Tıbbi literatürde bu tür oluşumlara
Hindistan'ın Chandigarh bölgesinde doğan Arshid Ali Khan'ın 12 yaşındaki kuyruklu bir fotoğrafı... Tıbbi literatürde bu tür oluşumlara "kuyruk" yerine "meningosel" adı veriliyor. Bu, spina bifida olarak da bilinen anormal kuyruk sokumu gelişiminin bir versiyonu. Unutmamak gerekiyor ki tıbbi literatürün evrimsel biyoloji terminolojisini şimdilik birebir takip etmiyor olması, evrimsel analizlerin eksikliğini göstermemektedir. Genellikle tıp literatürü tıbbi durumları amiyane biçimde tanımlamak yerine, hastalığın oluşum biçimine ve epidemiyolojisine bağlı olarak bilimsel tanımlar yapmayı tercih etmektedir. Bu sebeple doktorlar bu oluşuma "kuyruk" adını vermezler. Yazımızda da göreceğiniz gibi, zaten bu oluşumların hepsi gerçek birer kuyruk değildir; ancak büyük bir kısmı gerçekten kuyruk oluşumunun basamaklarını temsil eder.

Bu hatayı anlayabilmek için, öncelikle insanların ana rahmi içerisinde kısa bir süreliğine aslında kuyruklara sahip olduğu gerçeğini tekrardan vurgulamamız ve anlamamız gerekmektedir. Daha belirgin olarak, normal gelişim içerisinde bazı embriyo hücreleri bir kuyruğu oluşturmak üzere değişirler; ancak sonrasında apoptosis adı verilen programlı hücre ölümüyle yok edilirler.

1994 yılında yürütülen bir araştırmada bilim insanları Wnt-3a adı verilen bir genin, kuyruk oluşumu ve yok edilişi sürecini kontrol eden ana gen olduğunu tespit ettiler (en azından farelerde). Araştırmacılar aynı zamanda insanlarda da gerçekten Wnt-3a geninin eksiksiz bir halde bulunduğunu doğruladılar. Sonrasında ise bazı diğer genlerin de kuyruk oluşumunda görev aldığı tespit edildi. Gen kontrolü (regülasyonu) denen bir süreç sayesinde bu genler gelişimin farklı yerlerinde ve farklı zamanlarında kuyruğun oluşumu sürecinde görev almaktadır. Eğer ki normalde kuyruklu olan bir canlıdan söz ediyorsak, bu kontrol işlemi sayesinde yavrular normal şekilde kuyruklarla doğmaktadır. Fakat normalde kuyruğu olmayan, ancak kuyruklu canlılarla yakın ortak ataları paylaşan türlerde eğer ki bu genetik kontrol işlemi ters giderse, her ne kadar nadir olsa da bireyler gerçek bir kuyrukla doğabilmektedirler.

Gen Kontrolündeki Hatalar "Kaybedilmiş" Özellikleri Ortaya Çıkarabilir!

Tavuklarda da, tıpkı insanlarda olduğu gibi, neredeyse asla ortaya çıkmayan özelliklere ait genlere sahiptirler ve bu genlerin kontrolünde meydana gelen hatalar, bizlerin "anormal" olarak tabir edeceği bireyleri yaratabilirler. Bilim insanları gen ifadesinde meydana gelen sıradışı hataları bir dizi yöntem kullanarak gözlemleyebilirler. Örneğin bu yöntemlerden biri in situ melezleme olarak bilinen yöntemdir. Bu yöntemi kullanan bilim insanları yaşayan organizmaların içerisinde bulunan belirli mRNA değerlerini takip ederler. Her ne kadar ta2 mutantı tavuklarda diş üretimini sağlayan spesifik genler henüz bilinmiyor olsa da, bilim insanları bir dizi başka düzenleyici gen yolaklarının (belli genlerin birbirisıra çalışmasıyla işleyen süreçler), normal tavuklarda işlevsizken, diş üretebilen mutant tavuklarda gerçekten de aktif hale geldiği bilinmektedir. Bu yolaklardan bir tanesi Shh yolağı olarak bilinen bir süreçtir. Bu süreç, omurgalılar da dahil olmak üzere diğer hayvanlarda dişlerin üretimini sağlamaktadır. Fallon tarafından yürütülen önceki araştırmalar ta2 tavuklarında bu Shh sinyal yolağının aktive olması sonucunda dişlerin oluştuğunu göstermişti. Bu yolağın aktif hale gelmesi, ondan sonra gelen genlerin ifadesini de etkilemekte ve tavuklar için alışagelmediğimiz atasal özelliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Tavuk dişleri üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarını derleyen ve doku analizlerini içeren fotoğraflar.
Tavuk dişleri üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarını derleyen ve doku analizlerini içeren fotoğraflar.
Current Biology

Diş gelişimi açısından gen kontrolünün evrimine bir örnek olmanın yanısıra, tavukların dişleri üzerinde yapılan araştırmalar bilimin gelişimi açısından da çok kritik öneme sahiptir. ABD'nin Ulusal Halk Radyosu'nda bir bilim yorumcusu olan Joe Palca, bize bu araştırmaların evrim ve modern bilim açısından önemini şu şekilde hatırlatmaktadır:

St. Hilaire'i eleştirerek, o zamanlar bilinmiyor olsa da, evrimsel süreçte atasal özelliklerin torun türlerde yeniden ortaya çıkabileceğini ortaya koyan araştırmalarının hatalı olduğunu söyleyen o diğer bilim insanlarını hatırlıyor musunuz? Bu kritiklerden bir tanesi, özellikle ilgi çekicidir: çünkü o, Dr. John Fallon'u eğiten bilim insanını eğiten bilim insanını eğiten bilim insanını eğiten bilim insanını eğiten bilim insanını eğitmişti. Biliyorsunuz, Dr. Fallon ise bugün bunu bize gösteren ana araştırmacılardan bir tanesidir.

Bu anekdotun da gösterdiği gibi, sadece canlılar değil, aynı zamanda bilimsel düşünceler de nesiller boyunca değişmekte ve evrim geçirmektedir. 

doi: 10.47023/ea.bilim.401

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: İnsan Evriminde Özel Konular Yazı Dizisi

Bu yazı, İnsan Evriminde Özel Konular yazı dizisinin 21. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Gen Benzerliği (Genetik Benzerlik) Nedir? İnsan Genomu, Diğer Canlılara Ne Kadar Benzer?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 22
  • Bilim Budur! 12
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Umut Verici! 5
  • Muhteşem! 4
  • İnanılmaz 4
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
  • J. U. Adams. Atavism: Embryology, Development And Evolution. (1 Ocak 2008). Alındığı Tarih: 5 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
  • Y. Chen, et al. (2007). Conservation Of Early Odontogenic Signaling Pathways In Aves. PNAS, sf: 10044-10049. | Arşiv Bağlantısı
  • M. P. Harris. (2006). The Development Of Archosaurian First-Generation Teeth In A Chicken Mutant. Current Biology, sf: 371-377. | Arşiv Bağlantısı
  • S. Takada, et al. (1994). Wnt-3A Regulates Somite And Tailbud Formation In The Mouse Embryo. Genes & Development, sf: 174-189. | Arşiv Bağlantısı
  • D. Moye. Arshid Ali Khan, Ke$Ha Put People With Tails In Spotlight. (3 Ağustos 2013). Alındığı Tarih: 5 Temmuz 2019. Alındığı Yer: HuffPost | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/03/2024 20:14:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/401

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?. (28 Nisan 2014). Alındığı Tarih: 28 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/401 doi: 10.47023/ea.bilim.401
Bakırcı, Ç. M. (2014, April 28). Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?. Evrim Ağacı. Retrieved March 28, 2024. from https://doi.org/10.47023/ea.bilim.401
Ç. M. Bakırcı. “Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 28 Apr. 2014, https://doi.org/10.47023/ea.bilim.401.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Atavizm ve Geri Evrim: Türler Atasal Özelliklerini Nasıl Yeniden Kazanıyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, April 28, 2014. https://doi.org/10.47023/ea.bilim.401.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close